Sait Halim Paşa Yalısı en görkemli yapılarından. Türk sinemasının eski günlerine şöyle bir uzanalım ve gerek siyah beyaz gerek renkli zamanlarında sinemamızı konuk etmiş bu mekâna selam gönderelim…
Yeşilyurt’ta Muammer Karaca Köşkü, Arnavutköy’de Birsel Köşkü, Ortaköy’de Suat Sadıkoğlu Yalısı, Kanlıca’da İkiz Yalı, Beylerbeyi’nde Kalkavan Yalısı ile İzzet Tuzcuoğlu Köşkü, Üsküdar’da Güllü Köşk, Vaniköy’de Abud Yalısı, Boğaziçi Afif Paşa Yalısı ve elbette Yeniköy’de Sait Halim Paşa Yalısı… Bunların yanı sıra Erenköy, Tuzla, Büyükada, Sarıyer ve Bebek’te yer alan pek çok yalı ve köşkte yaşadı Türk sineması… Yeşilçam’ın yıllarca mekân olarak kullandığı ve birçok filmde tekrar tekrar gördüğümüz bu köşkler ve yalılar günümüzde çok farklı. Büyük aşkların ya da kavgaların yaşandığı köşklerin yerinde apartmanlar bitti, yoksul delikanlının zengin kızın babası tarafından aşağılandığı yalı lüks lokanta oldu…
Türk sineması, Sait Halim Paşa Yalısı’nı 1960’lı yılların başından itibaren kullanmaya başladı. Yalının ilk kullanıldığı filmlerden biri 1962 tarihli Erkek Fatma Evleniyor adlı komediydi.
1965 tarihli bir Orhan Aksoy klasiği olan Hıçkırık da Sait Halim Paşa Yalısı’nı kendine mekân seçmiş. Kerime Nadir’in ölümsüz eserinden uyarlanan film, yalının odaları ve merdivenlerinde dolaşan Nalan (Hülya Koçyiğit), Kenan (Ediz Hun) ve İlhami (Kartal Tibet) arasındaki aşk üçgenini anlatıyor. Renkli çekilen bu film, yalının belki de en eski renkli görüntülerini günümüze ulaştırıyor. Aynı yıl çekilen Nejat Saydam imzalı Kadın İsterse, Esat Mahmut Karakurt’un çok okunan romanlarından birine dayanıyordu. Hülya Koçyiğit’in Nadya, Ayhan Işık’ın İrfan rolünü üstlendiği bu filmde yalı, Demirperde ülkelerinden birine ait bir konsolosluk “rolündeydi”.
1965 tarihli Haremde Dört Kadın, Sait Halim Paşa Yalısı ile özdeşleşmiş bir filmdir. Filmin tamamına yakını yalıda çekilmiştir. Film tek mekânda ve zamanda geçtiği için çok hareket alanı yoktur. Yalının hemen tüm köşeleri filmin içinde kullanılmıştır. Yalının ilk görünen yeri ise görkemli merdivenleri olur.
Aynı yıl, Ülkü Erakalın’ın yönettiği Veda Busesi de yine yalıda geçer. Yalı bu filmde de her zamanki gibi gücü temsil eder. Yalının bu seferki sakini milyoner Aliye Hanım’dır (Aliye Rona).
1965 yılının yalı için çok hareketli geçtiğini söyleyebiliriz. Süreyya Duru’nun yönettiği Şoför Nebahat Bizde Kabahat ekibi de yalının konuklarından.
1969 yazında Columbia Pictures adına Peter Collinson’un yönettiği ve özgün adı You Can’t Win ‘Em All olan, Türkçeye ise Paralı Askerler diye çevrilen yapımın ekibi de Sait Halim Paşa Yalısı’nda çalışmış. Amerika’dan Tony Curtis ve Charles Bronson, Fransa’dan Michèle Mercier’nin yer aldığı film bizden de Fikret Hakan, Salih Güney, Erol Keskin, Yüksel Gözen, Kayhan Yıldızoğlu ve Mümtaz Alpaslan gibi oyuncularla desteklenmiş.
Arzu Film komedilerinden Bizim Aile’nin de bir bölümü yalıda geçer. Sadık Şendil’in senaryosundan Ergin Orbey’in yönettiği filmde çocuklarına hem anne hem baba olan yalnız ebeveynler Yaşar Usta (Münir Özkul) ile Melek Hanım’ın (Adile Naşit) evlenip bir arada yaşamaya başlamalarının trajikomik öyküsü anlatılır. Yalı bu kez Ferit’in sevdiği Alev’in (Itır Esen) milyoner babası Saim Bey’e aittir.
Yıl 1977. Yönetmen Sırrı Gültekin ve oyuncuları Gülünüz Güldürünüz filmi için yalıdalar. Şarkıcı Neco, Nilgün Atılgan, Toto Karaca, Cevat Kurtuluş yalının salonlarında dolanmakta…
1989 yapımı Öğretmen Zeynep’te yalının sahibi mafyayla bağlantılı karanlık işler yapan Fuat Bey’dir (Efkan Efekan). Fuat Bey’in oğluna ders verirken yalıda işlenen bir cinayete tesadüfen tanık olan Zeynep Öğretmen ile mafya arasında bir mücadele başlar.
Sait Halim Paşa Yalısı’nın sinemayla ilişkisi anlatmakla bitmez. Filmler boyunca bizleri salonlarında, odalarında misafir eden tüm yalı ve köşklere teşekkürler.
Yazı ve Fotoğraflar: Ali Can Sekmeç
Kaynak: İST Dergi