İstanbullulara 80 yıl hizmet eden tarihî Galata Köprüsü, 1992’de köprüyü harap eden yangın çıkmasa belki bir 80 yıl daha hizmet verecekti. Bu köprünün, gündelik yaşamımızdaki değişimde Osmanlı ile Cumhuriyet arasında bir köprü kurduğu söylenebilir.

Eski çağlardan bu yana Altın Boynuz” ismiyle anılan Haliç üzerindeki ilk köprünün Bizans döneminde kurulduğu sanılıyor. İmparator Justinianos tarafından VI. yüzyılda yaptırılan kemerli bir köprünün varlığı ileri sürülürse de kesin bir bilgiye henüz ulaşılamamış. Genel kabul Bizans döneminde Haliç’te Ayvansaray ile Piripaşa ve Eyüp ile Sütlüce arasında iki köprü kurulduğu şeklinde ancak köprülerin yeri ve inşa teknikleri bilinmiyor.

Osmanlı döneminde Haliç’e kurulan ilk köprü, 1453’te İstanbul’un Fethi sırasında yapılır. II. Mehmed’in kuşatma sırasında yaptırdığı köprünün ömrü kısadır. Tarihçiler arasında köprünün, gemilerde içme suyu deposu olarak kullanılan mancanaların birbirine zincirlerle bağlanıp, üzeri tahtalarla kapatılarak yapıldığını ileri sürenler olduğu gibi yan yana beş kişinin yürüyebileceği bir genişlikte olan köprünün güvertesiz gemilerin birbirine zincirlenerek yapıldığını ileri sürenler de vardır.

Haliç’e köprü yapma düşüncesi II. Bayezid döneminde yeniden gündeme gelir. Önce Michelangelo’nun köprüyü yapması için girişimlerde bulunulur ama bu mümkün olmaz. Daha sonra Leonardo da Vinci, bir köprü yapmak ister. Eskizler incelenir ve köprü tasarımı gerçekleşebilir bulunmadığından bu girişim de sonuçsuz kalır.

II. Mahmud dönemine kadar Haliç üzerine köprü yapma ihtiyacı Galata ve Tarihî Yarımada’da iki farklı yaşam hüküm sürdüğünden kendini dayatmaz. İstanbullular 19. yüzyıl sonlarına kadar Haliç’in iki yakası arasında ulaşımı sandallarla yapmayı tercih eder. İstanbul’un giderek büyümesi, ticaretin gelişmesi köprü düşüncesini tekrar gündeme getirir.

TARİHİ GALATA KÖPRÜSÜ İLE 80 YIL

İstanbullulara 80 yıl hizmet eden tarihî Galata Köprüsü, 1992’de köprüyü harap eden yangın çıkmasa bilinmez belki 80 yıl daha hizmet verecekti. Bu köprünün, gündelik yaşamımızdaki değişimde Osmanlı ile Cumhuriyet arasında bir köprü kurduğu söylenebilir.

Şehrin büyüyen ihtiyaçları, Galata’nın ticari gelişimi, rıhtımların yapılışı eskiyen köprü yerine yenisinin yapımını bir kez daha zorunlu kılmıştır. Alman MAN firması, 15 yıl boyunca köprü ihalesi için talip olur. II. Abdülhamid döneminde başlayan çalışmalar, V. Mehmed Reşad döneminde son bulur. Köprü yapımı için 1909’da MAN ile anlaşmaya varılır. 28 duba tarafından taşınan, tramvay trafiği de göz önüne alınarak 25 metre genişliğinde olan ve dönemin en ileri teknolojisine uygun olarak inşa edilen köprü, 277 bin Osmanlı lirasına mal olur. Almanya’dan getirilen köprünün parçaları Haliç Karaağaç’ta monte edildikten sonra köprü inşası devam eder. Altı parçası Karaköy, beş parçası da Eminönü tarafında bulunan köprünün ortasında 63,5 metrelik bir kapı kısmı yer alır. Küçük tekneler kapıdaki iki gözden geçerken büyük tekneler ise sabaha karşı köprünün açılmasını beklerler…

Bu köprü Yeni Köprü adıyla anılacaktır. Petek parmaklıklı köprü, 27 Nisan 1912’de görkemli bir törenle, dualar ve marşlar eşliğinde açılır. Altında bekleme salonları, dükkânlar ve gazinolar bulunan köprünün iki ucunda Türk neoklasik mimari üslupta inşa edilmiş küçük kontrol binaları yer alır. 1930’da ücretli geçişin sona ermesiyle bu binalar da kaldırılır.

İstanbul’un en uzun süre kullanılan köprüsü olarak tarihe geçen Galata Köprüsü, 16 Mayıs 1992de çıkan yangından sonra kullanılamaz hâle geldi. 1980’li yılların sonunda Haliç’in kirlenmesinde köprü dubalarının aralarının dar olması ve köprünün eskimesi gibi etkenlerin rol oynadığı düşünülünce yeni bir köprünün inşası gündeme geldi. Yangından sonra beşinci köprünün inşası STFATHYSSEN Konsorsiyumu tarafından üstlenildi. Yeni köprü henüz bitirilmeden, iyice sıkışan İstanbul trafiğini rahatlatmak için dönemin başbakanı Süleyman Demirel tarafından 12 Haziran 1992’de törenle açıldı.

Yazı ve Fotoğraflar: Feza Kürkçüoğlu

Kaynak: İST Dergi 

Çok Daha Fazlası İçin Tıklayın