Yüzyıllardır çeşitli imparatorluklara ev sahipliği yapan İstanbul’un kuruluşu M.Ö. 658 yılına dayanmaktadır.

İstanbul’un kuruluşu hakkında birden fazla efsane rivayet edilmiştir. En çok bilinen ve kabul gören efsanelerden biri Hz. Süleyman’ın İstanbul’u kurmasıdır.

Efsanede anlatıldığına göre, tüm insanlığın, görünmeyen varlıkların ve hayvanların kralı olan Hz. Süleyman ile Ferenduz Adası’nın hükümdarı Sidon kafa kafaya gelmiştir. Hz. Süleyman bu çarpışma sonucu emri altındaki bütün varlıkları Sidon’un üzerine gitmelerini emretmiştir. Bu saldırı sonucu Sidon ve halkı yok olup gitmiştir, yalnızca Sidon’un güzeller güzeli kızı Alina hayatta kalmıştır. Alina babasının başına gelenlere ve halkının yok olup gitmesine ağlıyormuş. Alina’yı Hz. Süleyman’a getirmişler, Hz. Süleyman Alina’yı gördüğü an aşık olmuş.

Hz. Süleyman yapılan savaşta kendinin hiçbir suçu olmadığını, tüm suçun babasında olduğunu söylemiş, bunun üzerine Alina Hz. Süleyman’dan dünyanın en güzel yerinde, en ihtişamlı sarayın kendisi için yapılmasını istemiş. Hz. Süleyman’da emri altındaki bütün varlıklara dünyanın en güzel yerini bulmalarını emretmiş ve bulunan yer İstanbul’muş. Hz. Süleyman sarayı inşa ettirmiş ve yanına da bugünkü İstanbul şehrini kurdurmuş.