İstanbul’da gezilip görülecek birçok yer var ama şehrin kalabalığından uzaklaşıp doğanın tadını çıkarmak isteyenler için ise Gülhane Parkı tam bir cennet.
Gülhane Parkı, Osmanlı İmparatorluğunda Padişahların ve ailesinin yaşadığı aynı zamanda devletin yönetim merkezi olarak kullanılan Topkapı Sarayı’nın dış bahçesidir. 1912 yılında İstanbul Valisi Cemil Topuzlu tarafından düzenlenerek park haline getirilen ve halka açılan Gülhane Parkı İçerisinde bir koru ve gül bahçeleri de bulunuyor ve park yaklaşık 163 dönümlük bir alanı kapsamaktadır.
Osmanlı’nın has bahçesi olarak hazırlanan Gülhane Parkı’nda bir dönem Hayvanat bahçesi vardı. Parkın içerisinde bulunan bir çok tarihi eser ile birlikte dinlenme yerlerinde nefeslenirken, ağaçların gölgesinde kuş cıvıltıları içerisindeyken kendinizi bir başka şehirdeymiş gibi hissedecek İstanbul’dan çok uzaklara gideceksiniz.
Türk ve Osmanlı tarihinde de çok önemli bir yere sahip olan Gülhane Parkında; demokratikleşmenin ilk somut adımı olan Tanzimat Fermanı, 3 Kasım 1839’da Abdülmecit döneminde Hariciye Nazırı Mustafa Reşit Paşa tarafından okunmuştur.
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün İstanbul’daki son durağı olma özelliğine de sahip olan Gülhane parkı’nın Sarayburnu girişinde Atatürk’ün naaşı için İstanbul’daki son tören yapılırken, tabut, top arabasından 12 general tarafından taşınarak Yavuz zırhlısına götürülmek üzere rıhtımdaki bir dubaya yanaşan Zafer zırhlısına taşındı. Gazi yeni Türk Alfabesini oluşturan Latin harflerini de halka ilk defa bu parkta 1 Eylül 1928 tarihinde tanıtmıştı.