İstanbul’u kuşatan Arap kumandanlar tarafından inşa edilen, daha sonra kiliseye çevrilen, Fatih Sultan Mehmet’in fethinin ardından da tekrar aslına dönüştürülen Arap Camii, ezanın İstanbul semalarında yankılandığı ilk cami olarak biliniyor.

İstanbul’un en merkezi ilçelerinden biri olan Beyoğlu sınırları içerisindeki Galata semtinde konumlanan Arap Camii, tarih boyunca ‘Saint (Aziz) Domenico Kilisesi’ ve ‘Saint (Aziz) Paolo Kilisesi’ gibi isimler ile anılmıştır. İstanbul 1453 senesinde Osmanlı Devleti’nin hakimiyetine girmesi ile birlikte camiye çevrilen Arap Camii, fetih öncesinden günümüze ulaşan İstanbul’un tek gotik kilisesi olma unvanına sahiptir.

Rivayete göre İstanbul’da ilk ezan sesinin yükseldiği yer olarak bilinen Arap Camii, kara biçimindeki sivri külahlı kulesiyle de mimariye ilgi duyanların beğenisini topluyor. Şişhane’den Karaköy’e doğru uzanan caddenin sol tarafında yer alan Arap Camii, her şeyden önemlisi İstanbul’un ilk cami hüviyetini taşır.

Emevi ordularının İstanbul’u kuşatmak için yedi sene boyunca Galata’da kaldığı süreçte Karaköy Perşembe Pazarı’nda hırdavatçıların arasına gizlenmiş bir şekilde inşa edilen Arap Camii, 800 yılına kadar cami olarak kalsa da sonradan bu bölgeye yerleşen Cenevizliler tarafından kiliseye çevrildi. Çan kulesinin de o dönemde eklendiği Arap Camii, 1913 ile 1919 yılları arasında kapsamlı bir restorasyondan geçirildi.

Sebil, hünkar mahfili, şadırvan ve çeşme gibi öğelerin sonradan eklendiği Arap Camii’nin büyük onarımda avlusunun duvarı yıkıldı ve cami genişletildi. Aslında ‘Mesleme’nin çilehanesi’ olarak yaptırılan mihrabın oradaki hücresi de mutlaka görülmeye değer. Dikdörtgen şeklinde uzun bir yapı olan Arap Camii, sadece Galata bölgesinin değil, aynı zamanda tüm İstanbul’un bir simgesi haline gelmiş durumdadır. Kare biçimli yüksek kulesinin hemen fark edildiği bu tarihi yapı her ne kadar İslamlaşmış olsa da gotik yapıdaki detayları ile farklı bir tarzı da çağrıştırabilir.