Her bir karışı tarihle dolu İstanbul’un geçmişten günümüze en iyi hamamlarını keşfedin.
Hürrem Sultan Hamamı: 16’ncı yüzyılda Mimar Sinan tarafından tasarlandı. Dönemin mimari özelliklerini yansıtan zarif bir yapıya sahip. Hamamın her noktası süslemelerle donatılmış. Giriş desenlerle süslenmiş büyük bir kapı ile korunuyor. İç tasarımı ise geleneksel Osmanlı hamamı tasarımına ait. Zengin işlemeli kubbeler, sıcak ve soğuk odaları, şık mermer işçiliği, çini süslemeleri ve mozaiklerle ziyaretçileri büyülüyor.
Zeyrek Çinili Hamam: Tarihi dokusunu misafirlerine cömertçe sunuyor. Günümüzden asırlar önce Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa tarafından yaptırılan ve Mimar Sinan tarafından 1530-1540 yılları arasında inşa edilen hamam orijinal dokusunu hala hissettiriyor. Hamam içerisinde hala yer yer görülen çiniler ise 16’ncı yüzyılda İznik’te üretilmiş.
Çemberlitaş Hamamı: Bu ünlü hamam, 1584 yılında Osmanlı Padişahı III. Murat döneminde Mimar Sinan tarafından inşa edildi. İnşa edildiği dönemde, hamamlar sadece kişisel temizlik yerleri değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel etkileşim noktalarıydı. Çemberlitaş Hamamı, Türkiye’nin en uzun süreli işletmesi. İstanbul’un en önemli, tarihi ve turistik yerindeki konumu ile tüm ziyaretçilerini mutlu ve tertemiz hissettirmek için bekliyor.
Cağaloğlu Hamamı: 1741 yılında inşa edilen Cağaloğlu Hamamı, Osmanlı döneminde inşa edilen son hamam. Günümüzde mimari güzellikleri ve estetik detayları ile Osmanlı dönemi sanatının zirvesini yansıtıyor. Giriş kapıları, kadınlar için Hamam Sokağı’nda, erkekler için ise ana yol üzerinde yer alıyor. Her iki girişin çevresini süsleyen klasik mukarnas başlıklı mermer sütunlar, hamamın zarafetini vurguluyor. Ziyaretçiler ise bu antik hamamın taşları üzerinde yatarken tarihin büyüsünü derin bir huzur hissederek yaşıyor.
Kılıç Ali Paşa Hamamı: 16. yüzyılın sonlarına doğru inşa edilmeye başlandı ve 1583 yılında tamamlandı. Bu muazzam hamam, zarif bir simetri ve estetiği temsil ediyor. Mimar Sinan’ın eserlerine özgü detaylar, bu hamamın dış cephesinde kesme taşlarla ve üst kısmında çini süslemeleriyle görülüyor. Kılıç Ali Paşa Hamamı, iki ana bölümden oluşuyor. İlk olarak, giysilerin çıkarıldığı ve hazırlıkların yapıldığı soğukluk bölümü… Ardından, sıcaklık ve nemin yüksek olduğu büyük taş platformda gerçek hamam deneyimi yaşanıyor.
Galatasaray Hamamı: 1481 yılına kadar uzanan bu muhteşem yapının kökenleri, Sultan II. Beyazıt dönemine kadar gidiyor. Şehrin kalbinde, Galatasaray Külliyesi içinde yer alan hamamın hikayesi ise şöyle: Sultan Beyazıt bir gün Galatasaray Lisesi ve Galatasaray Hamamı’nın bulunduğu araziyi gezerken bir kulübe görür. Bu kulübenin sahibi, o dönemde yaşayan Gül Baba’dır. Sultan Beyazıt, Gül Baba ile tanıştıktan sonra “Gül Baba, özel bir dileğiniz var mı?” diye sorar. Gül Baba’nın yanıtı ise Galatasaray Hamamı’nın yapılmasına vesile olur. Gül Baba, o araziye büyük bir mektep ve büyük kubbeli bir hamamın yer aldığı bir külliye inşa edilmesini dilemiştir. Sultan Beyazıt, bu isteği kabul ederek 1481 yılında Galatasaray Külliyesi’ni inşa ettirir. Bugün hâlâ bu külliye içinde bulunan Gül Baba’nın türbesi, anlamlı hikâyenin bir parçası olarak yer alır. Galatasaray Hamamı, geleneksel Türk hamamı deneyimini modern ve lüks bir konforla birleştirir. Dileyen tüm ziyaretçiler köpük masajları ve cilt bakımları gibi geleneksel Türk hamamı hizmetlerinden yararlanabilir.
Tarihi Üsküdar Çinili Hamamı: Bu hamam, 1640 yılında Sultan IV. Mehmet’in emriyle inşa edilmiş olup adını da çini süslemeleriyle ünlü olmasından alıyor. Hamamın giriş kapısında ve iç mekanlarında yer alan çiniler, Osmanlı döneminin sanatını ve zanaatını yansıtan en eşsiz örnekler arasında. Yıllar içinde restore edilmiş olmasına rağmen, hamamın eski büyüsü ve zarafeti hâlâ korunuyor.
Günümüzde Çinili Hamam, sadece tarihi bir mekan değil, aynı zamanda spa ve hamam hizmetleri sunan lüks bir tesis olarak da kullanılıyor. Üsküdar’ın kalbini ziyaret etmek ve günün yorgunluğunu atmak için için harika bir neden!