İstanbul’daki en yeni sergi programlarını takip etmeniz için detaylı bir rehber hazırladık. Sergi takviminizi yapmadan önce, güncel sergilerle ilgili tüm merak ettiğiniz konuların yer aldığı Sergi Rehberi’ni mutlaka inceleyin.

David Tudor ve CIE, Inc.: Yağmur Ormanı V (varyasyon 3)

Yağmur Ormanı serisinin doğuşu koreograf Merce Cunningham’ın 1968 yılında benzer isimli dans gösterisi için David Tudor’dan bir müzik parçası sipariş etmesine dayanır. Yağmur Ormanı V (varyasyon 3) CIE’nin (Composers Inside Electronics, Inc) parçası olan besteciler John Driscoll ve Phil Edelstein tarafından David Tudor’la geçmiş Yağmur Ormanı IV iş birliklerine dayanarak kendi kendini icra eden bir ses yerleştirmesi olarak geliştirildi. 2018 yılında Arter Koleksiyonu’na katılan Yağmur Ormanı V (varyasyon 3) Arter’in Karbon adlı performans salonunda ilk kez izleyici karşısına çıkıyor ve böylece üçüncü varyasyonun dünya prömiyeri gerçekleşiyor.

Bu etkileşimli yerleştirmede büyük şamandıralar, plastik fıçılar, bakır bir kazan, bir saksı ve bir badminton raketi gibi 20 buluntu ve yapılandırılmış nesne havada asılı şekilde mekâna yayılırken, farklı biçimlerde müdahale edilip birleştirilmiş nesneler önceden kaydedilmiş ses dosyalarından gelen sinyallerle titreşerek izleyicilerin keşfine açık bir biçimde gelişimini sürdüren bir ses ortamı meydana getiriyorlar. John Driscoll tarafından Arter’e armağan edilen ilave nesne ise ikinci kat galerisinde devam eden Dinleyen Gözler İçin sergisi kapsamında Oda 2’de görülebilir.

Arter’de eşzamanlı olarak gerçekleşen Dinleyen Gözler İçin ve Yağmur Ormanı V (varyasyon 3) sergileri birbiriyle ses ve sessizlik kavramları üzerinden yakından ilişkilenerek iki bileşenli tek bir sergi gibi de işliyor.

Sergiyi 31 Ağustos’a kadar ziyaret edebilirsiniz.

Emre Erkmen: “A Secret About a Secret”

Uzun zamandan beri sinema sektöründe görüntü yönetmenliği yapmakta olan ve film imgeleri üzerine deneyiminin gözlemlenebileceği Emre Erkmen’nin ilk fotoğraf sergisi “A Secret About a Secret” İstanbullu izleyicilere Mixer’de sunuluyor.

Metropol ve kırsalın farklı yaşamlarından kesitler sunan fotoğraflar, sinematografik bir kurguyla sergileniyor. Metropolle başlayan, kırsal kesimle süren ve dolambaçlı koridorlar arasında yer alan fotografik anlar her ikisinin karşı karşıya gelmesiyle son buluyor.

Bu fotografik anlarda saklı olan bilinmezlik, sırlarını önce sergiye sonra izleyiciye bırakıyor.

Emre Erkmen’in ‘’A Secret About a Secret’’ başlıklı kişisel sergisi, 30 Temmuz’a kadar salıdan cumartesiye 11.00–19.00 saatleri arasında izlenebilir.

Sergiyi 30 Temmuz’a kadar ziyaret edebilirsiniz.

“Zamanın Döngüsel Doğası” Karma Sergisi

“Zamanın Döngüsel Doğası” başlıklı karma sergi, 25 Ağustos’a kadar Anna Laudel İstanbul’da.

Sergide Ramazan Can, Tuğçe Diri, Emin Mete Erdoğan, Hayal İncedoğan, Bilal Hakan Karakaya, Ekin Su Koç, Fırat Neziroğlu, Cem Sonel, Halil Vurucuoğlu, Hanefi Yeter ve Serpil Yeter dahil olmak üzere farklı materyal ve tekniklerde üretim yapan 11 sanatçının disiplinlerarası eserlerinden oluşan bir seçki yer alıyor.

Zaman kavramının ortaya çıkışıyla ilgili farklı teorileri odağına alan sergi, zamanı ölçmeye başladığımızdan beri göç, iktidar savaşları, yabancılaşma ve inanç sistemleri gibi tekrar eden olayların yansımalarını izleyici ile buluşturuyor.

Sergiyi 25 Ağustos’a kadar ziyaret edebilirsiniz.

Jonathan Monaghan: “ŞAŞAA”

Görsel sanatlar alanında dünyanın önde gelen isimlerinden Amerikalı Jonathan Monaghan, 27 Ağustos’a kadar Ceren ve Irmak Arkman küratörlüğünde Kalyon Kültür’de gerçekleştireceği bugüne kadarki en kapsamlı kişisel sergisi ŞAŞAA ile sanatseverlerle buluşuyor.

Jonathan Monaghan’ın Kalyon Kültür’de gerçekleştireceği sergide öne çıkan eserleri arasında; Barok çağın savurganlığı ile dijital çağın aşırılığı arasında paralelliklere dikkat çeken, gelecek ve yok olan doğal yaşam hakkındaki kaygıları ortaya serdiği Superfluity başlıklı üç ekranlı video enstalasyonu, Den of Wolves başlıklı popüler kültür, kurumsal otorite ve teknolojiye aşırı bağımlılık arasındaki bağlantıları sürükleyici ve rüya gibi bir yolculuk çizerek gösterdiği tek kamera ile çekilmiş video enstalasyonu ve terk edilmiş bir alışveriş merkezi, lüks bir otel lobisi gibi boş ticari alanlarda dolaşan bir tek boynuzlu atı konu eden, teknoloji ve materyalizmin modern tutsaklığı için yeni bir mitoloji yaratmayı amaçladığı Disco Beast yer alıyor.

Dijital sanat başta olmak üzere sanatın farklı disiplinlerine alan açan Kalyon Kültür’de gerçekleşecek ŞAŞAA sergisi 27 Ağustos tarihine kadar Nişantaşı Taş Konak Kalyon Kültür binasında ücretsiz gezilebilir.

Ve Şimdi İyi Haberler

Pera Müzesi, Annette ve Peter Nobel’in koleksiyonundan eserlerle oluşturulan Ve Şimdi İyi Haberler sergisini sanatseverlerle buluşturuyor. Sergi, matbaanın icadıyla birlikte 18. yüzyıl sonlarında düzenli gazetecilik faaliyetinin oluşması, 19. yüzyılda resimli dergilerin basılmasından yola çıkarak kitleselleşen iletişim araçları ve sanat arasındaki diyaloğa odaklanıyor.

Alberto Giacometti, Aleksandr Rodchenko, Andy Warhol, Andreas Gursky, Jenny Holzer, Bedri Baykam, Barbara Kruger, Christo, David Hockney, Dennis Hopper, Elmgreen & Dragset, Fernand Légér, Georges Braque, Henri Cartier-Bresson, Joseph Beuys, Özlem Günyol & Mustafa Kunt, Le Corbusier, Malevich, Man Ray, Mayakovski gibi önemli sanatçıların ‘Basın Sanatı’ olarak tanımlanan 300’e yakın eserini bir araya getiren Ve Şimdi İyi Haberler: Nobel Koleksiyonu’ndan Eserler sergisi 7 Ağustos’a kadar Pera Müzesi’nde ziyaret edilebilecek.

Ziyaret Saatleri

Salı – Cumartesi 10.00 – 19.00
Cuma 10.00 – 22.00
Pazar 12.00 – 18.00
Müze Pazartesi günü kapalıdır.

Baharın Gelişi, Normandiya, 2020

Zamanımızın en önemli ve yaratıcı sanatçılarından biri olarak kabul edilen David Hockney’nin eserleri, “Baharın Gelişi, Normandiya, 2020” sergisi ile ilk defa Türkiye’ye geliyor.

Kariyeri boyunca yeni teknolojileri ve sanat yapmanın farklı yöntemlerini araştıran Hockney, 2000’lerden itibaren iPhone ve iPad ile çizim yapıyor. Söz konusu teknolojik arayışının doruk noktası olan bu sergi, sanatçının baharın gelişini müjdeleyen iPad resimlerinin 116 tanesini içeriyor. Bunların tamamı 2020’de, Covid-19 salgınının ilk dönemi sırasında, Normandiya’daki evinde üretildi.

Bu “resimler”, Hockney’nin meyve ağaçları, çalılar, çiçek bahçeleri, gölet ve nehirler, tarlalar ve uzak tepelere uzanan bir manzarada çalıştığını, baharın senelik yolculuğunu çıplak ağaçlardan tomurcuk ve çiçeklere, bol yeşil yapraklara kadar yakaladığını gösteriyor. Sergi baharın başından sonuna bir hikayesi, adeta bir kutlaması niteliğinde ve doğal dünyanın mucizelerini, sürekli yenilenişini, yaşam döngüsünü bize hatırlatıyor.

Baharın Gelişi, Normandiya, 2020 sergisi, 11 Mayıs – 29 Temmuz tarihleri arasında Akbank’ın desteğiyle Sakıp Sabancı Müzesi’nde sanatseverlerle buluşacak.