Kökenini pek bilemediğimiz İstanbul’un semtlerinin isimleri nereden geliyor? İstanbul’un geçmişine doğru küçük bir yolculuğa çıkalım ve İstanbul’un semt isimleri nereden geliyor, başlıca semtleri inceleyerek anlatalım.

Cihangir

Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Cihangir’in, bu semte gidip İstanbul’u seyrettiği söyleniyor. Cihangir’in 20’li yaşlarının başında ölmesi nedeniyle bu semte Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle Mimar Sinan’a inşa ettirilen cami, Cihangir Camii adını almış. Ardından semt de Cihangir adıyla anılmaya başlanmış.

Bebek

Bizans döneminde bir balıkçı köyü olan ve iskeleler sözcüğünden türeyen bir kelime olan “Hallai” adıyla anıldığı söylenen Bebek semtinin, bugünkü adıyla anılması da oldukça eski zamanlara dayanıyor. Bebek isminin, Fatih Sultan Mehmet döneminde semte görevli olarak atanan Bebek Çelebi lakaplı bir askerden geldiği düşünülüyor.

Cağaloğlu

Osmanlı Devleti’nin hüküm sürdüğü zamanlarda idarecilerin ve askerlerin yaşadığı bu bölge, ismini 16. yüzyılın sonlarında sadrazamlık yapan Yusuf Sinan Paşa’dan almış. Cığalazade Yusuf Sinan Paşa olarak da bilinen devlet adamının bölgedeki sarayı ve hamamından dolayı Cığalazade olarak anılmaya başlanan semt, ileriki yıllarda Cağaloğlu’na evrilmiş.

Yedikule

Bizans zamanında dört kuleye sahip olan semte, İstanbul’un fethinden sonra üç kule daha inşa edilmiş. Bölgedeki yedi kuleden dolayı semtin adı yüzyıllardan beri Yedikule olarak anılıyor. Yedikule’nin geçmişten bugüne gelişimini de “Geçen Yıllar Onu Daha da Önemli Kıldı: Yedikule” yazımızdan okuyabilirsiniz.

Caddebostan

Geçmişte bostanların ve bol ağacın bulunduğu bu semti, kaçakların gizlenmek için tercih ettiği rivayet ediliyor ve bu nedenle “Cadı Bostanı” olarak anıldığı söyleniyor. İleriki yıllarda Cemal Paşa’nın buraya köşk yaptırması da bölge adının “Caddebostan” olarak değişmesine neden olmuş.

Harem

Üsküdar’da bulunan ve otobüs terminaliyle bilinen semt olan Harem, bu ismi geçmiş yüzyıllarda var olan Osmanlı Harem-i Hümayun kasrı nedeniyle almış. Topkapı Sarayı’ndan gelen saray kadınlarının kasra gitmek için iskelede inmesi, iskelenin “Harem İskelesi” olarak anılmasını sağlamış.

Acıbadem

Osmanlı döneminde koruların olduğu bir bölge olan ve sarayla ilişkili insanların yaşadığı düşünülen bölgede pek çok badem ağacının olduğu ve semtin bu nedenle Acıbadem adını aldığı düşünülüyor.