1948 yılında İstanbul’da temeli atılan ve aslında ata sporumuz güreş için inşa edilen Spor Sergi Sarayı kısa süre içinde basketbol denince akla ilk gelen mekân olacaktı…

Gençliğini 1950’lerden sonra İstanbul’da yaşayanların iki büyük spor merkezi vardı. Futbol denildiğinde Dolmabahçe (Mithat Paşa, daha sonra İnönü) Stadyumu akla gelirdi. Basketbolun şaşmaz adresi ise Spor Sergi Sarayı idi. Saraylığı epeyce su götürse de spor bakımından itiraz edilemeyecek bir saygınlığa sahipti. Hele basketbol söz konusu ise…

Sporcular ve sporseverler arasında adı kısaca Spor Sergi” diye anılan bu tarihî yapı, güreş şampiyonası düzenlemek için inşa edildi. 30 Ocak 1948’de temeli atıldı.

1960’ların ikinci yarısı ile 1970’lerin ilk yarısında basketbol âleminin tartışılmaz kralı İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) idi. 1965 ila 1973 yılları arasında beş kez şampiyon olmuştu. Takım kısaca Teknik” diye telaffuz ediliyordu. Cihat, Kemal, Reşat, Zeki ve Hüseyin Alp’ten oluşan ilk 5’i en önde olmak üzere sahaya çıktığında İTÜ tribünü kendine özgü sloganlarıyla salonu çınlatırdı:

“Bombala ki bombala ki bom-bom-bom/ Teknik Teknik zım-zım-zım!”

Bu sloganı başka hiçbir takım taraftarı atamazdı çünkü diğer takımlara uymazdı.

Spor Sergi ağırlıklı olarak basketbol mekânıydı ama 7 bin kişilik salonun tarihinde voleybol, hentbol, güreş, boks, halter hatta buz hokeyi gibi sporları kapsayan ulusal ve uluslararası yarışmalar ile dans ve sirk gösterileri de vardı.

1988’de salonun adına da vefa örneği olarak Lütfi Kırdar eklendi. 1996’da Birleşmiş Milletler Habitat-2 toplantısına ev sahipliği yapmak da bu kutsal mekâna nasip oldu.

İstanbul’un gerçek anlamda bir basketbol mabedi olarak anılmasını sonuna kadar hak etmiş bir salondu:

Spor Sergi Sarayı!

Yazı: Nazım Alpman

Kaynak: İST Dergi

Daha Fazlası İçin Tıklayın